İş ortaklarınızı ve müşterilerinizi değerlendirmek için kullanmanız gereken finansal APG'ler

Günümüzde finansal analiz yapmak daha da zorlaştı. Bir zamanlar; alacakları, borçları, kârı ve zararı görmek için bilançolara bakarken, bugün FAVÖK (Faiz, Vergi, Amortisman ve Amortisman Öncesi Kazanç), nakit dönüşüm döngüsü ve ÇSY gibi (bir şirketin çevresel, sosyal ve yönetişim konularında yapması beklenen olumlu eylemler) finansal olmayan APG’leri de dikkate alıyoruz.

Bu makalede, iş ortaklarınızın mali durumunu değerlendirmek için kullanabileceğiniz temel APG’lere göz atıyoruz.

Finansal durumun takibinde temel APG olarak FAVÖK referans alınır. Bu gösterge, yinelenmeyen kalemleri, düzensiz vergileri veya borç yüklerini dikkate almadan, temel faaliyetin durumunu yansıtır.

FAVÖK’e ek olarak, şunlara bakılabilir:

  • Gelir/satışlar: Bu göstergelerin pozitif olması gerekir. Ancak hızlı bir büyüme sırasında bu kalemlerin finanse edilmesi gerekebilir.
  • Net kâr marjı: ne kadar yüksekse o kadar iyidir.
  • Kaldıraç oranı (Net borç-FAVÖK oranı): tipik olarak 3 veya 4'ün altında olmalıdır ancak sektöre bağlı olarak farklılık gösterebilir.
  • Likidite: Nakit toplamı ve onaylı kredi limitinin kullanılmayan kısmından oluşur.
  • Borç-Öz sermaye oranlarının:  analizleri uzun vadeli olarak ele alınmalıdır .
İşletme sermayesi gereksinimi de APG’ler arasında yer almalıdır. Bu oran, herhangi bir zamanda sadece operasyonları sürdürmek için işletmenin sahip olması gereken likidite miktarını gösterir. Kısa vadeli varlıklar ile yükümlülüklerin arasındaki fark olarak hesaplanır.

Uzun vade için; öz sermayeye, borç/öz sermaye oranlarına ve borç vade profiline bakılır. Potansiyel iş ortaklarının krediye erişimlerinin nasıl olduğu incelenir.

Ardından, bulgular sektör ortalamaları ile karşılaştır. Böylece, iş ortağınızın finansal sürdürülebilirliğinin bir resmi ortaya çıkar.

Pratikte, verileri değerlendirirken çok katı olmamak gerekir. “İyi” veya “kötü” oran diye bir şey yoktur. Örneğin, bir ticaret şirketi genellikle düşük marjlar ve yüksek bir borç yükü ile çalışır ve bu da net borç/FAVÖK oranının yüksek olmasına neden olur. Ancak, aslında bu kısa vadeli borç, stoklar ve alım satım işlemleri ile desteklenmektedir. Tersine, örneğin bir sanayi grubu, makine yatırımlarının/hattının verimliliğini korumak ve ağır ekipman yatırımı yapmak için uzun vadeli borca ihtiyaç duyar.
Tüm bunlar, arka planda pandeminin yarattığı eşi görülmemiş küresel bir türbülans ortamında gerçekleşiyor. Covid-19 krizi, ticari faaliyetlerimizin birbirine ne kadar bağlı olduğunu ve sorunların taraflar ve müşteriler arasında ne kadar hızlı yayılabileceğini gösterdi.

Hem kendi mali performansınızı hem de müşterileriniz ve ortaklarınızınkini takip etmek, işinize yönelik riskleri veya dikkat dağıtıcı unsurları azaltacaktır. Finansal durumların dinamik olarak takip edilmesi, katma değer zincirinizdeki zayıf halkaları belirlemek için gereklidir. Euler Hermes Fransa Ticari Tahsis Grup Müdürü Nicolas Marchenoir'in de dediği gibi: “Performansınız iş ortaklarınızın da performansına bağlıdır. İş ortaklarınızdan biri veya daha fazlası ödeme yapmakta veya tedarik etmekte zorlanıyorsa, siz de aynı zorluğa düşebilirsiniz.” Bu hem ortaklar hem de müşteriler için geçerlidir.

Bir örnek ele alalım. Diyelim ki ana tedarikçiniz para kaybediyor. Bu sadece pandemi nedeniyle olmayabilir. Bu tedarikçinizin fiyatları piyasa fiyatlarının altında olabilir. Yani, bu tedarikçiyi değiştirmek zorunda kalırsanız, ya başka birinden daha pahalı malzemeler satın almanız ya da aynı harcama düzeyini korumak için kaliteden ödün vermeniz gerekecek. Bu nedenle ya tedarik zincirinizi bozma riskiyle ya da artan maliyetlerinizi yansıtmak zorunda kaldığınız müşterilerinizi, kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırsınız.

Fırsatlardan yararlanabilmek için önce en kötü senaryoları öngörebilmeniz ve tedbiri elden bırakmamanız gerekir . 
Euler Hermes Fransa Bölgesel Temsilcisi Régis de Chambost’un belirttiği gibi “Başarılı bir şirket finansal performansının da ötesinde; müşterileri, çalışanları, tedarikçileri ve regülatörler gibi, tüm paydaşlarıyla da bütünlük içinde olan şirkettir
 
Bu nedenle, bir şirketi değerlendirirken; şirketin müşterileri veya çalışanları tarafından tavsiye edilme oranı (Net Tavsiye Skoru veya NPS), şirketteki istifa oranları, iş kazası oranı, şirket çalışanlarının devamsızlık oranı, müşteriyi elde tutma oranı, yönetmeliklere uyulmaması nedeniyle ödenen para cezalarının miktarı, çalışanlarının çeşitliliği vb göstergeler de dikkate alınabilir.

Önümüzdeki dönemde ekonomilerin toparlanmasıyla ortaya çıkacak fırsatları çevik bir şekilde değerlendirebilmek için katma değer zincirinizin de çevik bir yapıya sahip olması gerekecektir. Bu nedenle ortaklarınızı ve müşterilerinizi daha geniş bir mercek altında değerlendirmeniz önemlidir.

Sadece rakamlardan değil, işinizden, sektörünüzden ve ekonomiden de anlayan bir risk uzmanı size, geniş bir görüş açısı sağlayarak sağlam kararlar almanız konusunda yardımcı olabilir. Ticari alacak sigortası, tüm bu risklere ve ödeme alamamanıza karşı kendinizi korumanıza ve geleceğe güvenle bakmanıza yardımcı olur.

İşletmenizin ticari finansal durum analizi ve takibi hakkında daha fazla ipucu ve tavsiye için “Finansal performans analizinizi iyileştirin” başlıklı e-kitabımızı indirin.