02 Ekim 2019 Haftalık İhracat Risk Raporu

Manşetlerde

Ticaret: AB’ye yönelik daha fazla gümrük vergisi için kapı aralandı

Uçak üreticisi Airbus’a yapılan yasadışı devlet yardımlarından dolayı ABD ekonomisinin tahmini 7,5 milyar dolarlık zarara uğradığı kararına varan Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), ABD’nin bu kaybını telafi edebilmek üzere Avrupa’dan ithal edilecek ürünler üzerine gümrük vergisi uygulamasına izin verdi. ABD’nin getireceği ek gümrük vergileri toplam 60 milyar euroluk AB mallarını hedef alıyor (diğer bir deyişle AB’nin ABD’ye yaptığı ihracatın yüzde 15’ini). Vergi getirilecek ürünler genel olarak; uçaklar ve uçak parçaları ve lüks ürünlerden (şarap ve viski tarzı içeceklerle deri ürünler gibi) oluşuyor. Söz konusu ürünler için şu anda yüzde 2 olan gümrük vergilerinin ortalama 15 baz puan artması bekleniyor. Uçak parçaları için gümrük vergilerinin yüzde 15’e çıkması tahmin edilirken daha özellikli makineler için oranının yüzde 100’ün üzerine çıkması, içecekler için de yüzde 80 olması öngörülüyor. Ancak, bu ürünler, ABD’nin toplam ithalatının sadece yaklaşık yüzde 3’ünü temsil ettiği için ek vergilerin toplam gümrük vergileri için yaratacağı etki göz ardı edilebilecek düzeyde (mevcut yüzde 8’de 0,1yp’ye yakın bir artış). AB için yıllık 9,7 milyar dolarlık bir ihracat kaybı öngörüyoruz. Durumdan en çok etkilenecek ülkeler: Fransa (-2,4 milyar dolar), İtalya (2,1 milyar dolar) ve Almanya (-1,9 milyar dolar) olacaktır. GSYH’ye oran olarak bakıldığında bu, Fransa ve İtalya için 0,1 yüzde puanlık bir kayıp anlamına geliyor. Ek olarak, ABD’nin Kasım ortalarında AB’den otomotiv ithalatında da gümrük vergilerini yükseltmesini bekliyoruz.      

ABD: İmalat sanayiinde daralma

İmalat sanayii performansında net bir gerileme var. ISM imalat sanayii endeksi üst üste yedinci kez düştü ve 2 aydır 50 puan seviyesinin altında (yani sektörde daralmaya işaret ediyor). Endeks 47,8 ile son 10 yılın en zayıf seviyesinde. Gümrük vergileri de olumsuz etkilerini hissettirmeye başladı. İhracata yönelik yeni siparişlerin gerilemesiyle bu alt gruba ait endeks 41 puana, yani son 10 yılın en düşük seviyesine geriledi. Anket kapsamındaki 10 bileşenden sadece bir tanesi 50 seviyesinin üzerinde ve 18 endüstriden sadece üç tanesinde olumlu performans var. İmalat sanayiine ait ayrı bir raporda (çekirdek) dayanıklı mallara yönelik yeni siparişlerin yıllık bazda yüzde 0,3 düştüğü görülüyor. Bir sene önce aynı dönem için yıllık yüzde 7,6’lık artış vardı. Ana dayanıklı mal kategorisindeki ürünlerin (ki bu ürünler GSYH hesaplamasında doğrudan girdi niteliğinde) sevkiyatlarında da sadece yıllık yüzde 1,7’lik bir artış var. Bir sene önce aynı dönemdeki artış yüzde 6,2’ydi. Tüketim harcamalarına ait veriler de zayıflıyor.      Reel harcanabilir kişisel tüketim harcamaları Temmuz ayında aylık sadece yüzde 0,1 artarak yıllık oranın yüzde 2,3 olmasını sağladı ama bu oran yine bir sene önce aynı dönemde yüzde 3,7’ydi. Eylül ayında tüketici güven endeksinde de 134 seviyesinden 125 seviyesine ciddi bir gerileme oldu. Tek iyi haber, sorunlu konut piyasasının, düşen mortgage oranları ile yeniden canlanması oldu. Konut piyasası verilerine bakıldığında; satış, başlanan yeni projeler ve başlangıç izni verilerinde iyileşmeler olduğu görülüyor.

İtalya: 2020 bütçesi AB ile yeni bir gerilim yaratmayacaktır

Hükümet bu hafta 2020 bütçe planını sundu. 2019 yılında GSYH’ye oranı yüzde 2,1 olarak hedeflenen bütçe açığının 2020 yılında yüzde 2,2 olarak hedeflendiği görüldü. Hükümet 23 milyar euroya yakın tasarruf yapabilmiş olduğu için önümüzdeki yıllarda gidilecek otomatik satış vergilerini birkaç seneliğine bertaraf edebildi. İtalyan hükümetinin bütçe hedeflerini daha yapıcı bir şekilde ortaya koymasının da yardımıyla söz konusu bütçe planının AB ortaklarıyla 2018’dekine benzer bir gerilim yaratması beklenmiyor (geçen sene AB Komisyonu İtalya’nın 2019 taslak bütçe planını anında reddetmişti) ama 2020 bütçesi için İtalya’nın AB’den tam onay alması da olası görünmüyor. Büyük ihtimalle Brüksel, yapısal açığın seneye yüzde 1,4’ yükselmesine karşı çıkacaktır çünkü Temmuz ayında AB Komisyonu, 2019 yılında hali hazırda yüzde 1,2 olan açığın 2020 yılında 0,6 yüzde puan azaltılması gerektiğini savunmuştu. Ayrıca, bütçe hedefleri arasında; vergi kaçakçılığıyla savaştan elde edilecek gelirler (7 milyar euro) ve GSYH büyümesinin 2020 yılında yüzde 0,6 olacağı gibi (biz yüzde 0,4 olmasını bekliyoruz) hayli iddialı varsayımlar da var. Diğer yandan piyasaların “borcun sürdürülebilirliği”ne dair endişeleri çoktan azalmış olacak ki 10 yıllık İtalyan devlet tahvillerini yüzde 0,88’lik rekor seviyede düşük getirilerden almaya başladılar.         

Fas: Büyüme yavaşlıyor

Ticarete açık olmak ne yazık ki 2019 yılı için bir avantaj değil. Küresel ticaret üç çeyrektir daralıyor ve Fas da bunun etkilerini hisseden ülkeler arasında. Ülkenin 2. çeyrekte GSYH büyümesi yüzde 2,5 oldu ve ne ihracat büyümeden 0,9 yüzde puan çaldı çünkü ihracat artışında ani bir duruş yaşandı. Bu büyüme oranı 2016 yılının son çeyreğinden beri görülen en düşük oran. aynı zamanda tarımsal üretim de daha düşük mahsülden etkilende (2.çeyrekte yıllık yüzde 2,8 azaldı). Tarım dışı üretimde ise tersi bir gidişat vardı. Aslen su ve elektrik üretimindeki artış sayesinde (2. çeyrekte yıllık yüzde 20,9) tarım dışı üretim yıllık yüzde 3,3 artış sergiledi. Bu olumlu performans olmasaydı GSYH büyümesi yıllık yaklaşık yüzde 2 olacaktı. 2019 yılı ikinci yarısı için bizim tahminimiz de bu oran civarında çünkü otomotiv satışları gibi (Ağustos ayında yıllık yüzde -10) kısa vadeli göstergeler aşağı yönde hareket etmeye devam ediyor. Düşük büyüme oranı ve büyümedeki yavaşlamadan hemen önce artan alacak vadesi süreleri (2018 yılında +3 gün ile 84 gün) şirket iflaslarının büyük ihtimalle artacağına işaret ediyor (2019 yılında yüzde 7 artmasını bekliyoruz).       

Mercekteki Ülkeler

Brezilya: İmalat sanayiinin görünümünde iyileşme

Yeni yayınlanan iki veri Brezilya’nın imalat sanayiinde toparlanma olduğuna dair sinyaller veriyor. Ağustos ayında sanayi üretimi aylık yüzde 0,8’le beklentilerin de üzerinde arttı. Bunun önemli nedenlerinden biri madencilik sektöründe artan faaliyetler. Diğer yandan tüketiciye yönelik ürünler ve sermaye ürünleri üretiminde düşüş var. Diğer olumlu gelen veri Satınalma Müdürleri Endeksi (PMI) idi. Eylül ayında bu endeks, imalat sanayiinde son bir buçuk yılın en güçlü büyümesine işaret edecek şekilde 53,4 puan seviyesine tırmandı (50 seviyesinin üzeri “büyüme”yi işaret ediyor). İhracat azalıyor olduğu için sipariş defterlerindeki artışın kaynağı yurtiçi pazar olmalı. Bu durum; küresel ticari politikalara yönelik belirsizlik ve artan ticari gerilimler nedeniyle “ticarete daha kapalı” ekonomilerin mevcut dönemde daha iyi performans gösterdiğinin bir kanıtı. İstihdama yönelik performansın olumlu olması da şirketlerin yakın zamanda büyümenin devam etmesini beklediğine dair bir işaret olarak görülebilir. Beklentilerde yavaş yavaş bir iyileşme olması ve para politikasında da gevşemeye gidilmesi bu sene yüzde 1 olacak büyümenin seneye yüzde 1,8’e çıkmasına izin verebilir.   

Gelişmekte olan Avrupa ekonomileri: Beklentilerde bozulma

Büyük Doğu Avrupa ekonomilerinin sanayi sektörlerinde ekonomik beklentiler genel olarak bozulmaya devam etti. Eylül ayında imalat sanayii PM Endeksi daha da kötüleşerek Polonya, Çekya, Macaristan ve Rusya’da zayıf seviyelerde kalmaya devam etti. 50 seviyesinin altının daralmaya işaret ettiği göz önüne alındığında, Ağustos ayındaki seviyelerden Eylül ayına Polonya’da 48,8’den 47,8’e, Macaristan’da 52,6’dan 51,8’e, Rusya’da 49,1’den 46,3’e düşüler oldu. Çekya ise 44,9’da sabit kaldı. Bu düşüşler neticesinde 2019 yılı 3. çeyreği için ortalama puanlar; Polonya ve Macaristan için 2012 yılı son çeyreğinden beri görülen en düşük seviyeye, Çekya ve Rusya için ise 2009 yılı 2. çeyreğinden beri görülen en kötü seviyeye gerilemiş oldu. Bu ekonomiler için ortak bir özellik hali hazırda devam eden ticari anlaşmazlıkların bir yansıması olarak ihracata yönelik siparişlerdeki ciddi düşüştü. Rusya’da genel endeksteki düşüşün keskin oluşu ülkede azalan üretim ve yurtiçi siparişlerin de bir göstergesi. Bu nedenle ülke 3. çeyrekte resesyona da girebilir. Diğer yandan Türkiye’nin genel PM endeksinde iyileşme görüldü ve endeks 50 seviyesine çıktı. Bu seviye nötr bir seviye, bir önceki ay seviye 48’di. Bu da resesyonda dibin atlatıldığına dair görüşleri destekliyor. Yine de Türkiye için riskler devam ediyor.   

Kenya: Büyüme devam edecek

2. çeyrekte GSYH büyümesi yıllık ilk çeyrekle aynı olarak yüzde 5,6’yla sabit kaldı. Kuraklık koşulları tarımsal üretimi olumsuz etkiledi. İlk çeyrekte yıllık yüzde 5,2 artan tarımsal üretim 2. çeyrekte yüzde 4,1 arttı. Büyüme, kaynak olarak çeşitliliğini korumaya devam etti ve; imalat sanayii, inşaat, ticaret, eğitim ve dijital alanda (telekom, mobil ödeme hizmetleri) sektörler büyümeye dengeli bir katkıda bulundu (her biri genel GSYH büyümesine yüzdelik bazda 0,5 puan katkıda bulundu). Yeni siparişlerdeki artışla imalat sanayii PM endeksi büyümenin devam edeceğine (Ağustos ayında 52,9 puan) işaret ediyor. Makroekonomik ortam da büyümeyi destekleyici nitelikte, özellikle de Eylül ayında yıllık yüzde 3,8 gelen enflasyon. Döviz rezervleri ithalatı sekiz aylığına karşılayacak seviyeye çıkarak ekonomideki likidite risklerinde biraz rahatlama yarattı. Mevcut ortam mali konsolidasyona ve kamu borcunun GSYH’nin yüzde 60’ı seviyesinin altında istikrara kavuşmasına da izin veriyor. 2018 yılında GSYH’nin yüzde 7’si kadar olan bütçe açığı 2019 yılında GSYH’nin yüzde 5,5’ine gerileyecektir. Bunlar sayesinde KES oranı istikrara kavuştu ve KES cinsinden borçlanma maliyetleri bu sene 100 baz puan azaldı. GSYH büyümesi 2019 ve 2020 yıllarında yüzde 5,7’de kalmaya devam edecektir.       

Asya Pasifik: Büyümeyi destekleyici para politikaları

Haziran ve Temmuz aylarındaki benzer indirimler ardından Avusturalya Merkez Bankası bu hafta gösterge politika faiz oranını 25 baz puan daha azalttı ve sallantıdaki ekonomiyi canlandırma amacıyla oranı yüzde 0,75’lik rekor seviyeye çekti. Reel GSYH büyümesi 2019 yılı 2. çeyreğinde son on yılın en zayıf oranına gerilerken enflasyon beklentileri de düşük kaldı. Geçtiğimiz hafta Filipin Merkez Bankası da (BSP) gösterge politika faiz oranını bu sene üçüncü kez düşürdü (25 baz puanlık indirimle yüzde 4’e). Bunda; hızla azalan enflasyon (Ağustos ayında yıllık yüzde 1,7) ve hayal kırıcı büyüme hızı etkili oldu. Yılın ikinci çeyreğinde yıllık reel GSYH büyümesi yüzde 5,5 ile son dört yılın en düşük hızına geriledi ve imalat sanayii PM endeksi Eylül ayında 51,8 seviyesine düştü (Karşılaştırmak gerekirse Ocak 2016 tarihinde anketin başlamasından beri endeksin ortalama seviyesi 53,4’tü). Diğer yandan Tayland Merkez Bankası (BoT) geçtiğimiz hafta politika faiz oranını yüzde 1,5 seviyesinde sabit tuttu. Banka, Ağustos ayında oranda 25 baz puanlık indirime gitmişti. Ağustos ayında Tayland’da enflasyon yıllık yüzde 0,5’e gerileyerek BoT’nin yüzde 1-yüzde 4 hedef aralığının altına düşmüştü. Avusturalya ve Filipinlerde para politikasında gevşemenin daha da devam etmesini bekliyoruz ama Tayland için bu o kadar olası görünmüyor.

 

FERAGATNAME

Bu değerlendirmeler, her zaman aşağıdaki feragatnameye tabidir. Bu materyal, bir Allianz şirketi olan Euler Hermes SA tarafından yayınlanmıştır ve sadece bilgilendirme amaçlıdır, tavsiye amaçlı değerlendirilmemelidir. Bu bilginin alıcıları kendi bağımsız değerlendirmelerini yapmalıdır ve sadece bu bilgilere dayanarak harekete geçmemelidir. Bu materyal, bizim onayımız olmaksızın çoğaltılmamalı ve hiçbir belgeye eklenmemelidir. Yasaklanmış̧ olabileceği hiçbir yargı alanında dağıtımına kalkışılmamalıdır. Bu bilginin güvenilirliği bağımsız olarak Euler Hermes tarafından doğrulanmamıştır ve bilginin doğruluğu ile bütünlüğü hakkında Euler Hermes hiçbir şekilde (söyleyerek veya ima yoluyla) temsil veya garantide bulunmamakta, bu bilgiye güvenmek ve onu kullanmak nedeniyle doğabilecek hiçbir sorumluluk ve yükümlülüğü kabul etmemektedir. Aksi belirtilmedikçe, sadece Euler Hermes Finans Departmanı’nın tüm görüş ve tahminleri bu tarihten itibaren hiçbir bildirim olmaksızın değiştirilebilir. Euler Hermes SA, Fransa Mali Pazar Yetkilisi tarafından yetkilendirilmiş ve düzenlenmiştir. Bu değerlendirmeler aşağıdaki feragatnameye tabidir. Geleceğe Dair İfadelerle İlgili Temkin Notu: Burada yer alan ifadelerin bazıları gelecekle ilgili beklentiler ve yönetimin mevcut görüş ve varsayımlarına dayalı ileriye dönük ifadeler olabilir. Bu ifadeler bilinen ve bilinmeyen riskler içerdiğinden bu durum, gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilen veya ima edilenden farklı olmasına yol açabilir. Metin içeriği gereği ileriye yönelik ifadelerin yanı sıra “olabilir”, “olacaktır”, “olmalıdır”, “beklenmektedir”, “planlanmaktadır”, “amaçlanmaktadır”, “beklemektedir”, “inanmaktadır”, “tahmin etmektedir”, “öngörmektedir” veya “devam etmektedir” gibi kelimeler ileriye yönelik ifadelere örnek teşkil etmektedir. Gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilenden farklı olmasına yol açan sebepler, bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla şöyle sıralanabilir: (i) genel ekonomik koşullar özellikle de Allianz SE’nin temel iş kolundaki ve ana pazarlarındaki ekonomik koşullar, (ii) gelişmekte olan piyasalar da dahil olmak üzere finans piyasalarının performansı, (iii) sigortalı zarar olaylarının ciddiyeti ve sıklığı, (iv) hastalık ve ölüm oranları ve trendleri, (v) kalıcılık seviyeleri, (vi) kredi temerrütlerinin boyutu (vii) faiz oranları, (viii) euro-dolar paritesi de dahil olmak üzere döviz kurları, (ix) değişen rekabet düzeyleri, (x) para yığılması ve Avrupa Para Birliği de dahil olmak üzere kanun ve yönetmeliklerdeki değişiklikler, (xi) Merkez Bankalarının ve/veya yabancı hükümetlerin politikalarındaki değişiklikler, (xii) şirket alımlarının etkileri ve ilgili birleşme konuları, (xiii) yeniden yapılanma önlemleri ve (xiv) genel rekabet faktörleri (her durum için yerel, bölgesel, ulusal ve/veya global bazda). Bu faktörlerin çoğunun terörist faaliyetlerin sonucunda meydana gelmesi veya kuvvetlenmesi daha muhtemeldir. Burada bahsi geçen konular zaman zaman Allianz SE’nin ABD Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu’na sunduğu dosyalarda açıklanan riskleri ve belirsizlikleri de içerebilir. Grup, burada yer alan geleceğe dair bilgilerin güncellenmesi konusunda hiçbir yükümlülük üstlenmemektedir. 

BİZİ TAKİP EDİN